Baykal’ı kim, neden susturdu?

28 Mart 2021 Saat: 09:54
Baykal’ı kim, neden susturdu?
Gereği yapılan uyuşturucu müptelası AK Parti ofis çalışanı zibidi kadar konuşulmadı ama…
Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan çok önemli bir şey söyledi.
Biliyorsunuz, Deniz Baykal’a en yakın isimlerden biri.
24 TV’de katıldığı Esra Elönü’nün programında dedi ki;
Sayın Baykal kriz geçirmeden önce Sayın Erdoğan ile görüşmek istiyordu. Daha randevu istememişti. Bizi topladı “Bu ülkenin birlik ve beraberliği için, ülkenin dış politikası için birlikte mücadele edeceğiz. Ben aday olursam, adaylığım da bu minvalde gidecek. Millî ve yerli olacağız. Birbirimize düşmanlık, kin, haset beslemeden karşılıklı bir anlayış içerisinde bu işi götüreceğiz” dedi.
Bundan kısa süre sonra Baykal'ın beyninde pıhtı attı. Ondan sonraki süreci de biliyorum, ailesinden de dinledim. Sağlıklı gittiğine dair şüphelerim var. Tedavi şekli bile yanlıştı.
Ben Sayın Baykal'a ikinci defa operasyon yapıldığı kanaatindeyim (Kaset operasyonundan sonra). Kim ne derse desin.
***
Savcı Sayan’ın kastettiği hadise, 16 Ekim 2017.
Anlaşılan o ki, Baykal 3-4 Şubat 2018’deki 36. CHP Olağan Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olacaktı.
Şu tesadüfe bakın, dört ay önce felç geçirdi.
51 gün yoğun bakımda kaldı.
Fizik tedavi için ambulans uçakla Almanya’ya götürüldü, 20 Mart 2018’de tekrar Ankara’ya getirildi.
Nisan 2019’da da taburcu edildi ama bir daha eski günlerine dönemedi.
***
Bu esnada bir de fotoğrafı yayınlanmıştı, hatırladınız mı?
14 Haziran 2018’de.
Yani…
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 10 gün öncesinde.
Sert sert bakıyor…
Bir eli kasılmış hâlde…
Bir kaşı yukarıda, bir kaşı aşağıda.
“Artık umudu kesin” der gibi bir kare.
***
Neyse…
Baykal’ın heveslendiği 2018 kurultayına dönelim.
O kurultayda Baykal’ın yerine Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na rakip oldu biliyorsunuz ama sonuç malum.
Çünkü Kılıçdaroğlu, değiştirdiği delege yapısıyla çoktan kendini sağlama almıştı.
İş işten geçmişken Baykal aday olsa n’olurdu, o da ayrı mesele.
***
İyi de, bu Deniz Baykal kime ne yaptı ki, ondan bu kadar endişe ediliyor ve operasyon üzerine operasyon yapılıyordu?
Savcı Sayan’ın anlattıkları önemli elbette.
Lakin, bu delege yapısında Kılıçdaroğlu’nu devirmesi zor olduğuna göre, başka şeyler de olmalı.
Mesela, CHP tabanını uyandırmaya çabalaması önemli bir faktör olabilir mi?
Unutuyoruz, hatırlatayım…
Baykal, felç geçirmeden bir yıl önce katıldığı iki TV programında ne demişti, satır başlarını toparladım.
Şunları söylüyordu;
  • Sayın Genel Başkan’ın (Kılıçdaroğlu için) Ergenekon uydurma delillerini oluşturanları alkışlatmasını, ödüllendirmesini (FETÖ’yü kastediyor) haklı bulmak mümkün değil.
  • Öyle bir nokta ortaya çıktı ki, bizim içimizde bazı arkadaşlar partiyi HDP çizgisine taşıyan açılımlar içine girdi. Kılıçdaroğlu’nun artık geride kalması gerekir.
  • "IŞİD'e karşı PYD'nin bir mücadele vermesi söz konusu değil.
  • Herkes kendi derdini IŞİD’in üzerinden takip ediyor. Dünyaya IŞİD’e karşı mücadele ediyoruz diyor, aslında kendi amacını gerçekleştirmeye çalışıyor. PYD Türkiye’nin güneyindeki Suriye sınırında kantonları birleştirmeye yöneliyor.
-TSK’nın Azez-Halep hattını açık tutmak için bombalamasını doğru buluyorum.
  • Türkiye Azez koridorundan gelecek mülteciler için savunma hakkını kullanıyor.
Birileri IŞİD'le mücadele etmeye geliyorum diyor, Bayırbucak Türkmenlerini bombalıyor. Türkiye’ye sahip çıkmak lazım.
  • Ciddi olun. Türkiye'yi konuşuyoruz. Ben Türkiye'nin çıkarlarını düşünürüm.
  • Bütün hayatım boyunca ülkemi tehditlerden korumaya çalıştım. Türkiye'de mezhep çatışmalarının tomurcuklarını 1975 yılında gördüm. Daha düşünün Kahramanmaraş yaşanmamış, Çorum yaşanmamış, Sivas yaşanmamış. Bunları kamuoyunun önüne getiren isim bendim. Türkiye bir yere gidiyor. Halkı uyarmam gerekiyor. Bir daha bunlar olmasın diye uğraşıyoruz. Tarihimizde mezhep çatışmaları var, yok diyemeyiz.
    Kimse bana Türkiye'nin yararına değil de Suriye yararına konuştuğumu söyleyemez. Bana kimsenin Türkiye'nin yararını öğretmeye de hakkı yok. Benim söylediklerimden hemen sonra Kılıçdaroğlu da aynı şeyleri söyledi. Bunlar yanlış şeyler. Öyle laf yetiştirme tartışmalarıyla olmaz. "Devlet adamı ülkesinin yararını parti üstüne çıkaran adamdır" demiştim, hâlen aynı düşüncedeyim.
  • Şiddete yaslanmayan bir siyasi hareketi Güneydoğu’da bir an önce harekete geçirmek gerekir.
***
Baykal, TV’de bunları söylerken, partisini HDP çizgisine kaydırmakla suçladığı Kılıçdaroğlu ne yapıyordu?
Yine hatırlayalım…
Terörle mücadeleye “katliam, kıyım” diyen sözde akademisyenlerin bildirisinin arkasında duruyordu.
Hatta daha da ileri gidip, Diyarbakır’a gönderdiği heyete “Devlet katliam yapıyor” raporu hazırlatıyordu.
Suriye’de Esad’a ziyaretleri yetmezmiş gibi, Türkiye’nin DEAŞ’ı desteklediği yalanlarına da sahip çıkıyordu.
Nasıl bir çelişkidir ki, DEAŞ’a yönelik sınır ötesi operasyon tezkeresine ise karşı duruyordu.
Tıpkı PKK-YPG’ye yönelik Afrin operasyonuna şiddetle karşı çıktığı ve engellemeye çalıştığı gibi.
E nihayetinde YPG’yi terör örgütü olarak tanımadığını da söylememiş miydi?
***
Şimdi anlayabiliyor muyuz, Baykal birileri için niye tehlike?

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız