MHP'li Yıldız yerinde duramıyor: İmralı botuna bir an önce binecek

19 Kasım 2025 Saat: 15:11
MHP'li Yıldız yerinde duramıyor: İmralı botuna bir an önce binecek
Dün MHP lideri Bahçeli, grup toplantısında İmralı Adası'na gitme çağrısını yineledi. Bahçeli, "Ayak direnirse kendi imkanlarımla arkadaşlarımı yanıma alır giderim" dedi. MHP Başkan Yardımcısı Yıldız da Bahçeli'nin çağrısına destek vererek komisyondan

"Terörsüz Türkiye" olarak adlandırılan yeni çözüm sürecinin yasal düzenleme çalışmalarını yapmak üzere TBMM'de komisyon kuruldu. Çalışmalar tam gaz devam ederken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, komisyondan bir heyetin terör örgütü PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ı İmralı Adası'nda ziyaret etmesi gerektiğini sık sık vurguluyor.

Dünkü grup toplatısında Bahçeli, "İmralı'ya gidilmesine ayak diremenin bir manası yok" diyerek "Alırım yanıma üç arkadaşımı kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında gelmekten imtina etmem" ifadelerini kullandı.

Öte yandan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, 21 Kasım Cuma günü gerçekleşecek toplantıya ilişkin dikkat çeken bir çıkış yaptı. Yıldız, Bahçeli'nin adaya gitme ısrarına destek vererek sosyal medyada bir paylaşım yaptı.

Yıldız'ın İmralı'ya gidilmesi yönündeki ve komisyona ilişkin açıklaması şöyle:

21 Kasım Cuma günü Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacaktır.

Bir kaç gün içinde de terör örgütünün kurucusunun beyanlarını tespit etmek üzere grubu bulunan partilerden birer Milletvekilinin oluşturacağı heyet adaya gidecektir.

Heyete milletvekili vermek istemeyen bir siyasi parti var ise açık ve net şekilde kamuoyuyla paylaşmalıdır.

Feti Yıldız'ın paylaşımı şöyle:

"Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin

22 Ekim 2024 tarihinde Gazi Meclis’te grup toplantısında yaptığı tarihi konuşma ile başlayan ve bu aşamaya gelen süreç tartışmasız yüzyılın en cesur “kurucu siyaset” hamlesidir.

Terör olgusu, çağdaş devletlerin egemenlik, güvenlik ve toplumsal istikrar kavramlarını derinden sarsan çok boyutlu bir tehdittir.

Özellikle Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemin parçalı yapısı, devlet dışı silahlı aktörlerin güç kazanmasına zemin hazırlamış; bu aktörlerin çoğu etnik, dini veya ideolojik motivasyonlarla hareket etmektedir.

Günümüzde terörizmin yapısı klasik hiyerarşik örgütlenme modelinden, esnek ve dijital ağlar üzerinden yürütülen “hibrit tehdit” modeline dönüşmüştür.

Bu model, terörün yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda bilişim sistemleri, finansal ağlar ve sosyal medya üzerinden yürütülen psikolojik operasyonları da kapsadığını göstermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti, yarım asra yakın bir süredir ülkenin beşeri, sosyal ve ekonomik kaynaklarına ağır maliyetler yükleyen terör sorununun nihai çözümü yolunda tarihi bir fırsat yakalamıştır.

Yol haritası büyük bir başarıyla etap etap tamamlanmaktadır.

Türkiye’nin jeopolitik konumu, üç kıtanın kesişiminde yer alması nedeniyle, güvenlik risklerinin bölgesel ve küresel boyutlar taşımasına neden olmaktadır.

Diğer yandan,

Demokrasi gibi hukuk devleti de bir kere inşa edilip biten statik bir olgu değildir.

Değişen toplumsal yapı,ortaya çıkan riskler ve fırsatlar hukuk devletinin her daim tahkim edilmesini, sistemin sürekli gözden geçirilmesini gerektirir.

Bu gerçek siyaset kurumunun ve onun en büyük-yetkili mercii olan TBMM’nin sürekli gündeminde olması gereken bir husustur.

Literatürde “çatışma çözüm süreci” olarak adlandırılan bizim “Terörsüz Türkiye” olarak tarif ettiğimiz Türkiye’ye özgü süreç bir yılını doldurmuştur.

Benzerlerinin 6-7 yılda ancak alabildiği mesafeyi büyük sükunet ve kararlılık içerisinde bir yılda kat etmiştir.

Devlet aklı, konjonktürel tepkiler ile uzun vadeli stratejik öncelikleri birbirinden titizlikle ayırmaktadır.

Terörsüz Türkiye sürecinin, PKK terör örgütünün kendini feshi ve silahları teslim etmesi amasız, fakatsız şartsız, bağlaçlar olmadan yürütülen bir süreç olduğu unutulmamalıdır.

Temel hak ve özgürlüklerin pazarlık ve müzakere konusu edilmezliği, kendiliğinden devlete pozitif ve negatif yükümlülükler getirmesi, devletin bu hakları tanıyıp geliştirmesi ve koruması devletin varlık nedenidir.

21 Kasım Cuma günü Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacaktır.

Bir kaç gün içinde de terör örgütünün kurucusunun beyanlarını tespit etmek üzere grubu bulunan partilerden birer Milletvekilinin oluşturacağı heyet adaya gidecektir.

Heyete milletvekili vermek istemeyen bir siyasi parti var ise açık ve net şekilde kamuoyuyla paylaşmalıdır."

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız