Bugün “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen büyük bir liderin önderliğinde küllerinden yeniden doğan bir ulusun bayramı var… En büyük bayramı, Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.


Bugün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek yola çıkan büyük bir liderin demokrasiyi Cumhuriyet’le taçlandırmasının 102’nci yıl dönümünü kutluyoruz. Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe hiç yılmadan 102 yıldır yürüyen bir millet, bugün minnetini, bağlılığını dünyaya haykıracak.
Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından Mustafa Kemal, yeni Türk devletinin yüzünü çağdaşlaşma ve demokrasiye çevirdi. Peki 1923 yılının Ekim ayında Türkiye’de neler yaşanıyordu?
- Ankara’nın, Türkiye’nin hükümet merkezi olmasının ardından mevcut rejimin isminin ilan edilmesi, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar devlet başkanlığı görevini, Meclis Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa üstlenmişti.
- Gündemde Lozan Antlaşması vardı. Taraf devletler anlaşmanın onayı için yeni devlet rejiminin açıkça belirlenmesini istiyordu.
- 25 Ekim 1923’te İcra Vekilleri Heyeti’nin (hükümet) istifasıyla bunalım ortaya çıktı. Bu süreç Atatürk’e, cumhuriyeti ilan etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarına “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyerek fikrini açıkladı. Atatürk o gece, İsmet İnönü ile 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı.
- Meclis, 29 Ekim 1923 Pazartesi saat 18.00’de İsmet İnönü başkanlığında toplandı. Anayasa Komisyonu tarafından sunulan ve anayasa değişikliğini içeren teklif acilen görüşülmesi için gündeme kaydedildi. Görüşe sunulan tasarıda şu hükümler yer aldı:
- “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal işlerin fiili idarenin yönetim şekli halka dayanmaktadır. Türkiye Devleti bir cumhuriyettir. Türkiye Devleti’nin dini İslam, resmi dili Türkçedir. Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, Genel Kurulun toplantısında bir yasama dönemi süresi için kendi üyeleri arasında Millet Meclisi tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı görevini halefi seçilene kadar sürdürür.
- Geçmiş başkan yeniden seçilebilir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Türk Devleti’nin başıdır. Bu sıfatıyla gerekli gördüğü zaman, Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulunun başkanlığını yapar. Kurul Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar yine milletvekilleri arasında, Kurul Başkanı tarafından seçilir. Kurulun listesi Büyük Millet Meclisinin onayına, Cumhurbaşkanı tarafından sunulur.”

Komisyon adına söz alan Yunus Nadi Bey, Mondros Mütarekesi’ne kadar yaşanan olayları hatırlatarak cumhuriyetin ilanının gerekliliğini dile getirdi. Konuşmaların ardından tasarı saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı. Cumhuriyetin ilanından ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi.
Cumhurbaşkanı unvanıyla kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis’e hitabı TBMM kayıtlarında şöyle yer aldı:
- “(...) Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir. (...) Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim.
- O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı’nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum. (...) Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”