GÜNCEL

16 yıl sonra aynı fotoğraf

İlki 2009 yılındaydı. PKK terör örgütünün çatı yapılanması olduğu söylenen KCK’ya bir operasyon yapılmıştı. Aralarında Kürt siyasetçilerin de bulunduğu grup, bu şekilde sıraya dizilerek ve kelepçelenerek adliyeye götürü

4 Haziran 2025 Saat: 10:24
Aşağıdaki iki fotoğraf da AK Parti iktidarında çekildi.
16 yıl sonra aynı fotoğraf

İlki 2009 yılındaydı. PKK terör örgütünün çatı yapılanması olduğu söylenen KCK’ya bir operasyon yapılmıştı. Aralarında Kürt siyasetçilerin de bulunduğu grup, bu şekilde sıraya dizilerek ve kelepçelenerek adliyeye götürülüyordu.

16 yıl sonra aynı fotoğraf - Resim : 1

İkincisi ise 3 Haziran 2025’te İstanbul’da çekildi. İtirafçı olan suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş’ın ifadeleri doğrultusunda göz altına alınan beş belediye başkanıyla belediye çalışanları var. Her zanlı kolunda iki polisle tek sıra halinde dizilmiş, adliyeye götürülmeyi bekliyor.

16 yıl sonra aynı fotoğraf - Resim : 2

İkinci fotoğraf ekranlarda belirdikten sonra yapılan yorumlara baktım. Neredeyse hepsi aynı. Herkes bu fotoğrafı iktidarın CHP’yi eski HDP, şimdiki DEM Parti gibi ötekileştirme, öcüleştirme çabasının bir sonucu olarak görüyordu.

İktidarın CHP’yi geçmişte DEM Parti’ye yaptığı gibi “öcü parti” haline getirme çabasını ben de gözlemliyorum.

İktidar bunu yaparak bir taşla üç kuş vurmak istiyor:

- CHP’yi itibarsızlaştırmak

- CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu saf dışı bırakmak.

- Hala güçlü olduğu izlenimi vererek ekonomik kriz gibi faktörlerle dağılan tabanını birleştirmeye çalışmak.

2009’daki fotoğrafta yer alan isimlerin bir kısmı, 2013-15 arasında ve şu sıralarda iktidarla birlikte çözüm sürecini yönetmişti/yönetiyor. Bir nevi, AK Parti 2009’da tek sıra dizip plastik kelepçeyle kelepçelediği o insanlardan 2013’te ve bugün medet umdu/umuyor. Hatta siyasi geleceğini o insanlara bağlamış vaziyette.

Büyük ihtimalle ilk seçimlerden sonra, siyasette rüzgarlar yön değiştirince ikinci fotoğraftaki insanlar da aklanacak ve bu fotoğraf da 2009’daki fotoğraf gibi tarihe geçecek.

AK Parti iktidarı da bu tür fotoğraflarla anılacak.

CHP’ye kayyum atanabilir mi?

Birileri ısrarla 30 Haziran’daki duruşmadan sonra “mutlak butlan” kararı çıkacağını ve CHP’nin son iki kurultayının “yok hükmünde” sayılacağını, önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Parti Meclisi üyelerinin yeniden göreve döneceğini söylüyor.

Asliye Ceza Mahkemesi’nin dün kabul ettiği ceza davası da bu beklentiye gerekçe yapılıyor.

CHP lideri Özgür Özel’le dünkü sohbetimizde bu meseleyi sordum. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki iddianameyi okuduğuna dikkat çeken Özel, “hiçbir şey yok” dedi ve devam etti:

“MASAK raporunu da inceledim. Raporda iddiaları kanıtlayan parasal bir bağ bulunamadığı belirtilmiş.”

Özgür Özel, bizden hemen önce görüştüğü Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun dikkat çektiği bir noktayı da aktardı.

Buna göre ceza davası sonuçlanmadan hukuk mahkemesinin davayı sonuçlandırması imkânsız. Zira hukuk mahkemesi değerlendirmesini ceza mahkemesinden çıkacak karara göre verecek.

TBMM kulisinde karşılaştığımız Tanrıkulu’na bu detayı sorduk.

Tanrıkulu, “Ceza davası sanıkların lehine sonuçlanırsa hukuk davasının hiçbir zemini kalmaz. Yerel mahkemede dava sonuçlandıktan sonra temyiz aşamaları var. Temyiz sonuçlanana kadar CHP kendi olağan kongre sürecini tamamlar ve olağan kongresini yapar” dedi.

Özel’e “mutlak butlan” kararı alınması halinde kendileri tarafından belirlenen belediye başkanlarıyla meclis üyelerinin de tartışmalı hale geleceğini anımsattım.

Özel, gülerek “Ne yapacaklar; o belediyelere kayyum mu atayacaklar? Yoksa seçimleri mi yenileyecekler? Seçimleri yenilerlerse bütün Türkiye’de mi yenileyecekler yoksa sadece CHP’nin kazandığı yerlerde mi yenileyecekler?” sorularını sıraladı.

Sezgin Tanrıkulu da mantıklı bir tespit yaptı:

“İddiacılara göre kurultay delegelerinin belirlenmesi sürecinde sorun yok, sorun kurultayda yaşanmış. Ancak aynı delege heyeti 6 Nisan’da yeni bir yönetim seçti. Yeni yönetim listesinde değişiklikler yaptı.”

Ben bu kadar somut durum varken, CHP’ye kayyum atanamayacağı görüşümü dile getirdim.

Deneyimli bir siyasetçi olan Sezgin Tanrıkulu, bana dönerek “Yaşananlara baksana, bu düzende mahkemeler kadını erkek, erkeği kadın yapar. O nedenle her ihtimale hazırlıklı olmak gerek” karşılığını verdi.

Sanırım haklı!

Bunca olandan sonra yargının ne yapacağını kestirme, yapılanları akılla mantıkla hukukla açıklama çabası boşuna olabiliyor.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑