İyi Parti’den istifa ederek AK Parti’ye geçen Manisa Milletvekili Tamer Akkal, istifa gerekçesi başta olmak üzere, parti içinde yaşanılan durumları, ittifak görüşmelerini Akit’e anlattı... İstifasının arkasında birçok neden olduğunu anlatan Akkal, “İyi Parti’den istifa etmemin tek bir gerekçesi yok. Sonuç itibariyle ben parti kurucu il başkanıyım. CHP ile yapılan bu ittifak görüşmeleri sıkıntı oluşturdu. Genel merkezin teşkilatları değil, üst kademelerden bu ittifak görüşmelerini göstermesi istifamda etkili oldu” diye konuştu.

Pazarlığı TV’den öğrendik

Parti yetkililerine defalarca raporlar ilettiğini vurgulayan Akkal, şunları dile getirdi: “Baktık ki hiçbir şekilde söylediklerimiz yapılmadığı gibi haber vermeden işlem yapmaya başladılar. Özellikle Manisa’da CHP’ye verilen ilçelerde terör örgütünün siyasi uzantısı HDP ile birkaç ilçede görüşme yaptıklarını duydum. Bunu genel merkeze aktardım. Meral Akşener ile baş başa olmak üzere 5-6 kere görüştüm. İstifamdan bir hafta önce kendisiyle bir yemek yedik. 7-8 milletvekili vardı. İttifakla ilgili sıkıntıları aktardım. Bazı konularda hak verdi. Döneceğini söyledi, dönmedi. CHP ile pazarlığın bittiğini televizyondan öğrendim.”

Vekiller rahatsız

Akşener’in sorunlara hiç karışmadığını ifade eden Akkal, “Biz aktarıyoruz ama hiçbir şekilde çözüm bulmuyor. İki genel başkan yardımcısı var. Tüm kararı ve her şeyi onlar yapıyor. Sadece bende değil, tüm vekillerle sıkıntısı var. Bu iki yardımcı, genel başkana dahi sormadan hareket ediyorlar. Oturdukları yerden CHP ile masada pazarlık yapabiliyorlar” dedi.

Manisa’da teslim oldu

Manisa’daki ittifak konusuna değinen Akkal, “Manisa’da büyükşehir de aday gösteriyorsunuz. Ama 10 tane ilçeyi CHP’ye teslim ediyorsunuz. Manisa geçmişte merkez sağın kalesiydi. Yaklaşık yüzde 75 oranında sağ oy var. Buna rağmen CHP ile Manisa’da bir ittifaka girmenin, madem ittifaka girildi bu kadar teslim olmanın hiçbir anlamı yok” görüşünü dile getirdi.  

HDP’ye aldırış etmediler

Tamer Akkal, sözlerini şöyle sürdürdü; “HDP’nin destek açıklaması karşısında bir parti yetkilisinin, ‘Bizim terör örgütü desteğine ihtiyacımız yok. Alın oyunuz da sizin olsun’ demesini beklerdim. İzmir’den Tunç Soyer aday gösterildi. Kendisi Başbuğ Alparslan Türkeş’in idamla yargılanmasına, 5 yıl hapishanede yatmasına sebep olan ve birçok ülkücünün 12 Eylül’de işkenceler eşliğinde hapis yatmasını sağlayan savcının oğludur. Göz göre göre böyle bir şeye aldırış etmemeleri içimizde çok büyük yara oldu. Hiç kimse kusura bakmasın ben PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile aynı amaç için çalışamam.”  

Devletten yanayım

“Neden bağımsız kalmayıp AK Parti’ye geçtiğimi soranlar var” diyen Akkal, şu ifadeleri kullandı: “Bizi görmezden gelen bir genel merkezle, elinde Mehmetçik, bebek kanı olanlara terör örgütü demekten imtina edenlerle aynı hedef için çalışmayı kendime yediremediğim için böyle bir karar aldım. Hiç pişman da değilim. Dünyadaki birçok ülkenin saldırısı altındayız. Türkiye’de mevcut iktidarın güç kaybetmesine herkes dört gözle bakıyor. Bugün ülke içinde muhalif olabilirsiniz. Ama yerel seçimlerde dahi olsa bugün iktidarın oy kaybettiğini, güç kaybettiğini dış güçler hissederse inanın yönetim zafiyeti algılandığı zaman çok daha güçlü darbe girişimleri olabilir. Devletimizin yanında milli olanın yanında saf tutmaya gerektiğine inanıyorum.”

Hareket olarak kaldı

İyi Parti’nin en büyük sıkıntısının parti olamamak olarak niteleyen Akkal, şunları aktardı: “Yani bir çizgi oturtamadık ve kurumsallaşamadık. İyi yönetilemediğine inanıyorum.  Ne merkezin sağında ne de solundayız denildi. Ama bugün sonuç itibariyle Türk milliyetçileri ve ülkücülerin ağırlıklı olarak kurduğu bir parti. Bugün merkeze oturttuk diyorsunuz. Ertesi gün CHP ile aynı masada oturuyorsunuz. Bugün kurucular kurulu başta olmak üzere partiden istifalar çok arttı. İyi Parti bir hareket olarak kaldı.”

Danışmana tepki

Danışmanının istifasını da değerlendiren Akkal, sözlerini şöyle tamamladı: “Ben danışmanlarım ile bir toplantı yaptım. AK Parti’ye katılma kararımı gerekçeleriyle sıraladım. Danışmanım da ‘AK Parti’ye geçtikten sonra çalışmak istemiyorum. Ben siyasi geleceğimi düşünüyorum’ dedi. Ben de kendisine git bir hafta 10 gün kafanı dinle gel tekrar konuşalım dememe rağmen. Üzülerek öğrendim ki sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmış. Bunu kendisine yakıştıramadım. Gençliğine veriyorum.”