Elazığ’da arazide kazı çalışması yapan ekipler tarafından cesedi bulunan Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in öldürülmesiyle ilgili davada 7 sanıktan 2'si, müebbet hapisle cezalandırıldı.

        Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşmasında, tutuklu sanıklar Recai Yıldızhan (54) ve oğlu Gökhan Yıldızhan (26) ile tutuksuz yargılanan sanıklar Öner Y. (44), Semih A. (35), Taha Gökşin Y. hazır bulunurken, tutuksuz yargılanan Abdulkadir A. ve Mehmet Y. ise duruşmaya katılmadı.

        Mahkemeye heyeti savcılığın esas hakkındaki mütaalasının alınmasının ardından sanıklara son söz hakkı verdi. Söz alan sanıklardan Recai Y., Gürateş'i yanlışlıkla vurduğu iddiasını tekrarlarken öteki sanıklar ise suçsuz olduklarını belirterek, beraatlarını istedi.

        Tarafların taleplerini değerlendiren mahkemeye heyeti daha sonra kararını açıkladı. Doç. Dr. Gürateş’in ölümüyle ilgili tutuklu sanıklar Recai Yıldızhan ve oğlu Gökhan Yıldızhan'ı müebbet hapisle cezalandırılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, Recai Yıldızhan’ın ayrıca ruhsatsız silah bulundurmaktan da iki yıl hapse çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme, oğlu Yıldızhan'ın da cezasında taksiri indirim uygulanmamasına karar verdi.

        Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanıklardan Abdulkadir Avcı'ya suç delillerinin gizlediği, cesedi ve silahı ortadan kaldırdığı gerekçesiyle 1 yıl hapis verdi. Tutuksuz sanıklardan Semih Avcı ise suç ve suçluyu görüp, olayı gördüğü halde yetkili mercilere bildirmediği gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Semih Avcı'nın cezasın da da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Davanın tutuksuz sanıkları Taha Gökşin Yıldızhan, Mehmet Yıldırım ve Öner Yıldız'ın beraatlerine karar verildi

        OLAY

        Elazığ'da 3 Nisan 2012'de birkaç gün kayıp olarak aranan Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in cesedi Gümüşkavak Mahallesi'ndeki arazide kazı çalışması yapan ekipler tarafından bulunmuştu. Silahla öldürüldüğü tespit edilen Gürateş’in kent merkezinde bir iş hanındaki büroda silahla vurulduktan sonra bir sandığın içine konularak Gümüşkavak Mahallesi'ndeki araziye kadar taşındığı ve burada toprağa gömüldüğü, büronun da çamaşır suyuyla temizlendiği kaydedilmişti.