Selma Birinci, bu dönüşümde pazarlamanın yönünün değiştiğini belirtiyor: “Dijitalleşme, bizim rakibimiz değil, tamamlayıcı bir kanal. Fiziksel ve dijitalin birlikte çalıştığı hibrit modeller, AVM’lerin geleceğini belirleyecek” diyor.

Son beş yılda hızla büyüyen e-ticaret sektörü, fiziksel alışverişin geleceğini sorgulatmaya başladı. Ancak yalnızca satış odaklı değil, duyulara hitap eden deneyim alanlarına dönüşen AVM’ler, dijital platformlara karşı avantaj sağlayabiliyor.

“Ziyaretçiye Hissettiren Kazanır”

Birinci, AVM’lerin artık sadece alışveriş imkânı sunmasının yeterli olmadığını vurguluyor: “Dokunabildiği, hissedebildiği, sosyalleşebildiği bir atmosfer yaratan AVM’ler fark yaratıyor. Etkinlikler, özel gün organizasyonları ve sürpriz kampanyalar müşteri sadakatini artırıyor.”

AVM’lerin dijitalleşmeye adapte olması artık bir tercih değil, zorunluluk. Mobil uygulamalar, ziyaretçi verisi toplayan sistemler ve kişiselleştirilmiş kampanyalar, ziyaretçiyi yakalamada kritik rol oynuyor. Sadakat programları ise müşteriyi elde tutmanın en güçlü yollarından biri.

E-ticaret sitelerinin hızlı teslimat ve geniş ürün gamı gibi avantajlarına karşı, AVM’ler markalarla daha güçlü kampanya birliktelikleri kurmalı. Birinci, “Fiziksel mağazaların en büyük avantajı, ürünle birebir temas. Bu deneyimi öne çıkarmalıyız” diyor.

Sosyal Medya ve Influencer İşbirlikleri Öne Çıkıyor

AVM’lerin sosyal medya platformları üzerinden yürüttüğü interaktif kampanyalar, yarışmalar ve influencer iş birlikleri, ziyaretçilerin ilgisini sıcak tutmakta büyük rol oynuyor.

“Bugünün AVM’si, müşterisine sadece ürün değil, his ve bağ sunmalı” diyen Selma Birinci, yeni nesil pazarlamanın kalbinde deneyim ve sadakatin yer aldığını vurguluyor.