“Bu kanun, kaldırılan 163 ve 312'nci maddeleri rahmetle aratacak türden bir yasa. O yasalarda hiç olmazsa suçun tanımı vardı. Bu yasada ise suçlar kişilere ve iktidarlara göre farklı yorumlanabilecek özellikte. Her şey muğlâk. Yargının siyasallaşmasının alasını göreceğiz. İktidarı ele geçiren herkes, kendi menfaati için yasayı Demoklesin kılıcı gibi kullanabilecek. Bundan sonra savcı talimatı olmadan, amirden gelecek sözlü emirle istedikleri kişiyi gözaltına alacaklar. Haber vermeden 40 saat gözaltında tutacaklar. Neymiş, tutanak tutulup bir nüshası kodese tıkılan kişiye verilecekmiş. Verseniz ne fayda ki! Yeni yasaya göre 'saldıran' değil; saldırı hazırlığında olan, saldırıya teşebbüs edenler gözaltına alınacak. Caddede yürürken mimiklerinizden sizin eylem yapmaya gittiğinizi tahmin edip tutuklayabilecekler.

Vatandaştan Korkmayın

13 yıl önce adalet söylemleriyle iktidara gelenler bugün kendi menfaatlerini önceliyorlar. Askeri sıkı yönetimleri eleştirenler kendilerine bağlı sivil sıkı yönetim oluşturmaya çalışıyorlar. Çözüm süreci’nin Hükümetin çözülmesine neden olduğunu söylemiştik. Ama korkarak söylüyorum ki Çözüm Süreci ülkemizi çözülmeye götürüyor. Hükümet bir yandan bu süreci hızlandırırken bir yandan İç Güvenlik Yasasını çıkarıyor. Bu yasa bu kadar muhalefete rağmen neden zorla geçirilmek isteniyor? Çünkü Hükümet seçime doğru ülkenin karışacağını düşünüyor, buna hazırlık yapıyor. Kendi yaptıkları işin sonucundan yine kendileri korkuyorlar.

Vatandaştan korkuyorlar, kendilerini eleştiren işçileri işten attırıyorlar. Liseli çocuklardan korkuyorlar, hapse attırıyorlar. Sosyal medyada yapılan yorumları suç unsuru sayıyorlar. Daha yasa çıkmadan bunları yapanlar milletten tam güven istiyorlar. “Süper Vali”lerle dilediklerini yapmayı amaçlıyorlar. Bu yasanın bu şekliyle kabulü imkansızdır.”