MEDYA

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önemli açıklamalar

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulunuyor.

16 Eylül 2015 Saat: 21:51
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önemli açıklamalar
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önemli açıklamalar

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , CNN Türk’te ekrana gelen ve CHP Genel Merkezi’nde yayınlanan Ahmet Hakan yönetimindeki ‘Tarafsız Bölge’ programında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

İşte CHP liderinin konuşmasından önemli satırbaşları:

- Perşembe günü Parti Meclisi'ni topluyoruz. Konuyu görüşeceğiz, cuma günü de YSK'ya listeleri teslim edeceğiz.

- Merkez sağdan partimize gelenler var. Merkez sağdan geliyorlar diye özel bir çabamız yok. Geçmişte kendisini orada konumlandıran pek çok arkadaş, kendi konumunun CHP içerisinde olması gerektiğini düşünüyor biz de kabul ediyoruz.

'KORAY ÇALIŞKAN'I YARIN GÖRÜŞECEĞİZ' 

- Türkiye öyle bir noktaya geldi ki Cumhuriyet ve baskıyı savunanlar karşı karşıya. Sağ-sol karşıtlığının yerini rejim kaygısı almış durumda. (Mehmet Ali Bayar olacak mı?) Hayır. Kendisi son derece birikimli birisi. Bizim listeler bir anlamda kilitlenmiş durumda. (Koray Çalışkan’ın danışman olacağı iddiası) Onları görüşeceğiz yarın.

- (Umut Oran, Burhan Şenatalar listede olacak mı?) Yarın görüşeceğiz onları da. Partimizin kültüründe kararı Parti Meclisi verir. Bu kültürü yaşatmak istiyorum. Ben şu olacak bu olacak dediğim zaman Parti Meclisi'ne müdahale etmiş oluyorum. Son sözü Parti Meclisi verecek.

'ÖN SEÇİMLE GELENLERE HİÇBİR ŞEKİLDE MÜDAHALE ETMEYECEĞİZ'

- Önseçimle seçilenlere özel bir saygı duymamız gerekiyor. Bunlar kazandılar ve geldiler. Özel bir sıralama yapmamız sözkonusu değil.

- (Yer değişmeler olabilir mi?) Önseçimle gelenlere hiçbir biçimde müdahale etmeme gibi bir kuralımız var. Önseçim yapılmayan iller var K.Maraş gibi, Tunceli, Ardahan, Kars gibi. Oralarda eğer daha önce milletvekili adayı olup kazanamamışsa oralarda değişiklik yapacağız.

'YİNE İZMİR'DEN ADAY OLACAĞIM'

- (İhsan Özkes'in yerine kim gelecek?) Yarın görüşeceğiz. Doğrusunu isterseniz herkes gibi beni de şaşırttı.

- (Kılıçdaroğlu İzmir'den mi aday olacak?) Evet...

- (Özkes'in yerine bir din adamı mı aday olacak?) Kendisi bir politikacı olarak gelmişti. Din adamını din adamı olarak getirip siyasette kullanmayı doğru bulmuyoruz. Sosyal-demokrat kültüre sahiptir gelir. Mehmet Bekaroğlu'nun güzel yayınları da var. Yarın akşam bakacağız.

DENİZ BAYKAL'IN ADAYLIK DURUMU

- Baykal seçimle geldi. Seçimle gelenlere dokunmayı doğru bulmuyoruz. Parti üyeleri oy verdiler. Dolayısıyla o gazetelerdeki yazıları da hayretle okuyorum. Nasıl üretiyorlar ben de zorlanıyorum anlamakta. Neden değiştirelim? Baykal'ın büyük hizmetleri var bu partiye.

- 7 Haziran seçimlerinin kendine has koşulları vardı. HDP'nin parti olarak seçimlere girmesi, baraj sorunu olması, toplumun duyarlı kesiminin HDP'nin barajı aşması yönündeki düşünceleri... Önseçim yaptık diye oylarımızda artış olmadı. Birkaç istisna dışında.

VATAN PARTİSİ'YLE İTTİFAK 

- İttifak olmayacağını Sayın Doğu Perinçek'e de ifade ettik. Eğer adaylık için başvuranlar olmazsa özel bir değerlendirme yapabileceğimizi kendilerine ifade ettik. Vatan Partisi ile görüşlerimizin örtüşen de örtüşmeyen de kısımları var.

ALİ TARAN KONUSU

- Sayın Ali Taran’ın bize önerdiği kampanya güzeldi. Eksikleri fazlalıkları olabilir. Buna da saygımız var. Daha sonra Sayın Taran’ın dışında da belli kurumlardan görüş aldık. Onlar yeni önerilerini getirdiler, başka bir kurumun çalışmalarını daha uygun bulduk.

'ERDOĞAN'LA POLEMİĞE GİRMEYECEĞİM'

- Erdoğan'la polemiğe girmeyeceğim. 7 Haziran'dan bu yana koşulların değiştiğini biliyoruz. Seçim kampanyamız bunlar düşünülerek yeniden hazırlandı. Erdoğan benim muhatabım değil. Benim muhatabım Davutoğlu. O özellikle bana yanıt getiriyor ama onu muhatap almayacağım. Ne yaparsa yapsın muhatap almayacağım.

- Geçmişte kendisine oy veren vatandaş bile şu soruyu soruyor... Tarafsız olman gereken yere seçtik seni, sen neden tarafsız olmuyorsun? Benden çok bunu Davutoğlu'nun demesi lazım. Davutoğlu'nun '1 dakika, sorumluluk bana ait' demesi lazım. Burada bir terslik var. Çünkü tarafsız değil. Taraflı olduğu için sağduyu çağrısı yapamıyor. Bunu kahvede oturan vatandaş da görüyor, olmaması lazım diyor.

'AÇIKÇA ANAYASA'YI İHLAL EDİYOR'

- Tarafsızlığı konusunda gerekçe üretebilir. 'Ben tarafsız davranmayacağım' demesi, yemin etmemesi lazımdı. Şimdi namusu ve şerefi üzerine 'Ben tarafsız davranacağım' diye yemin etti. Herkes bundan rahatsızlık duyuyor. Açıkça Anayasa'yı ihlal ediyor.

ERDOĞAN'IN MİTİNGLERE KATILMASI

- Bana göre negatif etki yapmıştır. Çift başlı bir yönetim gerçeği ortaya çıktı. Temel sorunlarından birisi bu Türkiye'nin. Sağlıklı yönetilmiyor. Başbakan kim, Cumhurbaşkanı kim belli değil. AKP Genel Başkanı kim o da belli değil. Bu tablo kaos yaratıyor. Bakan ve Başbakan atlanıp Erdoğan'a bilgi veriliyor, muhatap alıyorlar.

- (Koalisyon görüşmelerinde iki başlılığı hissetiniz mi?) Bir ortamda ifade ettim. O ayrıntıya izin verirseniz girmeyeyim.

- Gömleğin düğmesi önce yanlış iliklendi. Erdoğan, Davutoğlu'nu alarak, kongre yapılmadan, Davutoğlu'nu ilan etti. 'Asla toz kondurmam' dedi. Daha sonraki bütün aşamalarda, ana belirleyici unsur olarak ortaya çıktı. 'Gerçek Genel Başkan benim' dedi. 'Fiili başkanlığı getirdim, Anayasayı değiştirip uydurun' dedi kendisi.

- G20'ye bugüne kadar Başbakanlar katılmıştır. Şimdi Erdoğan diyor ki 'Ben katılacağım.' Neden Sayın Gül katılmıyordu? Başbakan bildiğimiz Başbakan değil daha ne söyleyeyim.

MEDYAYA YÖNELİK BASKILAR

- Medyayı ya da bazı yazarları 'terörist' diye suçlayınca onlara 'terör ne' diye sormak lazım. Askeri öldürene biz ne diyeceğiz? O kültür onlarda var gerçi. 'Kitap bombadan daha tehlikelidir' diye. Ama şu var, medya üzerindeki baskıları birden fazla incelemek lazım. Devlet Bankaları'nın ve AKP'nin kontrolü altında olan kurumların belli yerlere ilan vermemesi. Turkcell AKP'nin kontrolüne geçtikten sonra sadece havuz medyasına ilan veriyor. Ziraat, Halk Bankası'nın da reklamları oraya akıyor. Hükümetin dolaylı olarak, finans baskısı bu.

- İkinci olarak siyasal baskı. Mitingdeki konuşmalarda zorunlu olarak otokontrol yapabileceği bir ortam oluşturmaya çalışıyor, bunu yapmak istiyorlar. Bunda başarılı oldular ama istedikleri noktaya gelemediler.

'BİR GAZETEYİ SUSTURACAĞIZ DEMEYE BAŞLADILAR'

- Üçüncü olarak bir gazeteyi susturacağız. O gazeteyi, sahibini terörist ilan edelim. Bir algı... Bunu da yapmaya başladılar. Gerçekten ilk iki aşamada başarılı olamayınca üçüncü aşamaya geçtiler.

- (Doğan Grubu'na açılan soruşturma) O savcıya savcı demek bile tartışılır. Hukuk Fakültesi'nden mi mezun ondan da şüphem var. Şimdi özel olarak da Hürriyet'in mercek altına alındığını görüyoruz. Hürriyet'in şöyle bir özelliği var: Herkesin okuduğu bir gazete.

- Herhangi bir gazeteyi vatandaş okurken, o vatandaşın düşüncelerini okuyabilirsiniz. Ama Hürriyet'i herkes okuyabiliyor.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑