Dünya genelinde her yıl en az 40 milyon kadın, doğumdan kaynaklanan uzun vadeli bir sağlık sorunu yaşıyor. Doğum sonrası vücut değişikliklerinin sebeplerini, bunların hangi problemlere yol açabileceğini açıklayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op
Dünya genelindeki pek çok anne, doğum yaptıktan sonra beden ve ruh sağlığındaki değişikliklerle mücadele ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün konuya dair gerçekleştirilen yeni araştırmalardan derlediği bilgilere göre, her yıl en az 40 milyon kadın, doğumdan kaynaklanan uzun vadeli bir sağlık sorunu yaşıyor. Bunların ilk sıralarında bel ağrısı, perine ağrısı, idrar kaçırma gibi problemler gelirken, neredeyse 10 kadından 1'i de doğumdan sonra depresyona giriyor. Doğum sonrası vücut değişikliklerinin sebeplerini, bunların hangi problemlere yol açabileceğini açıklayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Korkut Arslan ise bu problemlerin nasıl yönetilebileceğini anlatıyor.
Op. Dr. Korkut Arslan, “Doğum, bir kadının hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu özel ve unutulmaz an, bir yandan hayata can getirirken, diğer yandan da kadınların bedenlerinde önemli değişikliklere neden olabiliyor. Özellikle genital bölgede gerçekleşen bu değişiklikler, birçok kadında endişe ve kaygıya yol açabiliyor. Çünkü, doğum sırasında kadın vücudu fiziksel olarak en zorlu görevlerden birini yerine getiriyor ve bu süreçte bir dizi adaptasyon gerçekleşiyor” dedi.
“Tüm bu adaptasyonlar, doğumun bir parçası olarak kabul edilmeli”
Gebelik sırasında ilk olarak hormonal değişiklikler meydana geldiğini, östrojen ve progesteron seviyelerinin arttığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Korkut Arslan, “Hormonlar, doğumu kolaylaştırmak amacıyla rahim ve genital bölge dokularının esnekliğini artırıyor. Ayrıca, bebeğin doğum kanalından geçebilmesi için vajina, pelvis kasları ve bağ dokusu genişliyor. Bu fiziksel genişleme, özellikle zor doğumlarda veya iri bebeklerin doğumunda daha belirgin hale gelebiliyor. Bu adaptasyonlar, doğumun bir parçası olarak kabul edilse de bazen kalıcı değişikliklere veya kadın sağlığı üzerinde uzun vadeli etkilere neden olabiliyor” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“Vajina ve çevresindeki dokular, doğum sırasında önemli ölçüde esniyor. Normalde, bu dokular doğumdan sonra kısmen eski haline dönse de bazen eski darlık seviyesine tam olarak kavuşamıyor. Vajinal genişleme olarak adlandırılan bu durum, cinsel fonksiyon sorunları, idrar kaçırma gibi pelvik taban sorunları yaratabiliyor. Doğum sonrası karşılaşılan diğer fiziksel deformasyonlar arasında karın bölgesinde sarkmalar, göğüslerde değişimler ve ciltte çatlaklar yer alıyor. Bunlar, kadınların vücut imajı üzerinde negatif etkilere sebep olurken, psikolojik rahatsızlıkları da tetikleyebiliyor.”
“Bu problemler, cerrahi müdahalelerle ortadan kaldırılabilir”
Estetik kaygılara neden olan genital bölgedeki rahatsızlıkların tedavi edilebileceğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Korkut Arslan, “Labioplasti gibi cerrahi müdahaleler, genital estetik işlemleri ve renk düzeltme yöntemleri, bu tür kaygıları gidermede etkili olabiliyor. Öte yandan, vajinal genişleme için radyo frekans yöntemi de önerilebiliyor.” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Özellikle doğum yapmış kadınlara uygulanan cerrahi yöntemler, fazla dokuların alınması ve vajinanın daraltılması için gerçekleştiriliyor. Bu aşamada lazer vajina daraltma işlemi de uygun bir seçenek olarak görülebilir. Lazer, vajina içindeki kolajen dokusunu uyararak sıkılaşmaya ve dolayısıyla daralmaya yardımcı oluyor. Ben de Nişantaşı’ndaki kliniğimde kadın sağlığı ve jinekolojik sorunlar konusunda hizmet verirken, modern tıp teknolojilerini kullanarak kapsamlı ve özenli bir yaklaşım sunuyorum. Her kadın, yaşamının bu yeni evresinde de kendini güzel ve rahat hissetmeyi hak ediyor. Tedavi yöntemlerimle kadınların doğum sonrası yaşam kalitesini artırıyor ve özgüvenini yeniden kazanmaları için çözümler sunuyorum.”