GÜNCEL

Diyarbakır halkı barış istiyor! Şiddet eylemlerine tepki büyük

Diyarbakırlı Feslan Ayaz: “Barış istiyoruz biz. 85 yaşındayım, bu saatten sonra yaşasam ne ölsem ne ama gençlere yazık, her iki tarafa da günah.”

6 Kasım 2014 Saat: 12:51
Diyarbakır halkı barış istiyor! Şiddet eylemlerine tepki büyük
Diyarbakır halkı barış istiyor! Şiddet eylemlerine tepki büyük

Al Jazeera, zor bir dönemeçten geçen çözüm sürecinin nasıl bu noktaya geldiğini ve bundan sonra yapılması gerekenleri sürecin asıl muhataplarına sordu; Diyarbakır’dan Yüksekova’ya kadar olan bölgede verilen yanıtları derledi.

Diyarbakır halkı şiddet eylemlerine bu sözlerle tepki verdi:

“Hiç mi Allah’tan korkmadınız? Bunu nasıl yaptınız? Bir adamı hamile karısının yanında nasıl vurdunuz” diye Kürtçe soruyor 85 yaşındaki Feslah Ayaz.

Ayaz’ın bu sert tepkisine neden olan saldırı Astsubay Necdet Aydoğdu’ya düzenlendi. Aydoğdu 29 Ekim 2014 Çarşamba günü, hamile eşiyle birlikte Diyarbakır’da pazarda alışveriş ederken maskeli kişilerce başından vurularak öldürüldü.

“Ben çok ağladım ona” diye anlatıyor Ayaz. 

Çevre köylerden göç alan Diyarbakır’ın altyapı sorunu olan, Diyarbakırlılara göre emniyet güçlerinin girmek için zorlandığı, Suriçi bölgesinde kapısının önünde otururken bizimle sohbet ediyor:

“Barış istiyoruz biz. 85 yaşındayım, bu saatten sonra yaşasam ne ölsem ne ama gençlere yazık, her iki tarafa da günah.” 
Elini dövmeli dudaklarına götürüyor, ağzında fermuar varmış da onu kapatıyormuş gibi bir hareket yapıyor:

“Bizim ağzımız bantlıdır. Apo dört duvar arasında, Erdoğan koltuğunda, arada biz rezil oluyoruz.”



Değerlere ne oldu?

Hangi yaştan, meslekten, siyasal görüşten ve mahalleden olursa olsun, konuştuğumuz Diyarbakırlılar, Astsubay Aydoğdu’ya yönelik saldırıya tepkilerini dile getiriyor. Onlar için mesele, ölümle sonuçlanan saldırıdan da öte, saldırının yapılış biçimi. Diyarbakırlılar 6-7 Ekim olaylarında ölen 36 kişi de için de tepkililer ama yağmalama, yakma gibi eylemlere yönelik öfke ve şaşkınlıklarını da gizlemiyorlar.

İçişleri Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre, eylemler sırasında aralarında 212 okul binası, 67 emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, belediye binalarının da olduğu 1,113 bina yakıldı ve tahrip edildi. Eylemlerde özel araçlar, belediye araçları, ambulanslar ve polis araçları da dahil olmak üzere toplamda 1,177 araç da kullanılmaz hale geldi.



Kulp’ta köyleri 1992 yılında yakıldıktan sonra çocukken Diyarbakır’a göç eden ve tıp eğitimi alan halk sağlığı uzmanı Doktor Murat Koç da hem Aydoğdu cinayetine hem de şiddet eylemlerinin tablosuna dikkat çekiyor.

“Kürtlerde arkadan silah sıkma, yağma, karısının yanında vurma yoktu. Hiçbir değer kalmadı."

Öcalan’ın etkisinin test edildiği bir süreç


Koç’a göre, devlet süreci devam ettirebilme adına 6-7 Ekim eylemleri sırasında adeta vandalizme göz yumdu. Eylemler sırasında polis vardı ama müdahale etmedi. Sahaya hâkim olamayan devlet, sokağa çıkma yasağı ilan etmek zorunda kaldı:
“PKK öyle bir taban geliştirdi ki, oturup konuşamıyorsun. Hatip Dicle, Selahattin Demirtaş bile önlerine çıksa, ‘Biz seni dinlemiyoruz, senden emir almayız’ diyen bir gençlik bu.”

Koç’a göre, ‘anlamını yitirmeye başlamış çözüm süreci’ PKK lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’nın bütün bileşenleri üzerinde ne kadar etkili olduğunun test edildiği bir süreç aynı zamanda:

“Öcalan taban üzerinde etkilidir ama Kandil üzerinde ne kadar etkili? Oysa Kandil Öcalan’a rağmen hareket edebiliyor. PKK’nin birçok bileşeni var. Bunlar içinde de şebihhaları var, İran etkisi var. Komplocu gibi görünmek istemem, örgüt de bu güçlerin denetiminde demiyorum ama Türkiye’deki süreci bitirmek isteyen güçlerin çıkarı, örgütün de hesabına geliyorsa…”

Koç’a göre, yalnızca bölge güçleri değil, Ortadoğu’ya, kendi coğrafi konumlarına bakıp, Doğu'nun ortası olarak gördükleri için Ortadoğu adını koyanlar da buraları karıştırmak istiyor.

“Sürekli kiriz ortamı olsun istiyor birileri burada. Çünkü zulme Müslümanlardan başka itiraz eden yok. Sorun gittikçe uluslararasılaşıyor. Suriye’de, Irak’ta yaşanan son gelişmelerin de etkisi var bunda. Kürtlerin bir devleti olmamış, ama olsaydı, bugün onlar da tıpkı şimdi Arap halklarının yaptığı gibi başlarındaki zalimden kurtulmak için uğraşırdı.”

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑