Star Gazetesi Yazarı Mustafa Kartoğlu bugünkü yazısında ' HDP yüzde 10 barajını aşamaz ve TBMM’ye giremezse çözüm süreci nasıl devam eder?' sorusuna cevap aradı.
Star Gazetesi Yazarı Mustafa Kartoğlu bugünkü köşesinde, HDP'nin genel seçimlere parti olarak girme kararını değerlendirdi. HDP'li bazı isimlerin dillendirdiği "Seçimlere parti olarak girme" tartışmasının aykırı durduğunu söyleyen Kartoğlu, yüzde 10 seçim barajı nedeniyle Meclis'e girememe risklerinin olduğunu ve bunun çözüm sürecine zarar vereceğini söyledi.
İşte Kartoğlu'nun yazısından ilgili bölümler:
HDP, yüzde 10 seçim barajı nedeniyle TBMM dışında kalmamak için son iki seçime ‘bağımsız’ adaylarla girdi. 2011 seçiminde ‘sol’ adaylar da göstererek halkın temsil oranını yükseltti.
"BARAJIN DÜŞÜRÜLMESİ ARTIK MÜMKÜN DEĞİLKEN..."
Yüzde 10 barajının yüksek olduğu doğru, bunu iktidar partisi de kabul ediyor. Ancak seçime 6 ay kalmışken, yani barajın düşürülmesi artık mümkün değilken ‘seçime parti olarak gireceğiz’ demek, ‘TBMM dışı kalma riski’ni de almak anlamına geliyor.
O zaman ikinci kritik soru gündeme geliyor;
HDP yüzde 10 barajını aşamaz ve TBMM’ye giremezse çözüm süreci nasıl devam eder?
"DEMİRTAŞ'IN OY ORANI PARTİSİNİN ÜSTÜNDEYDİ"
HDP’liler “anketlere göre oyumuz yüzde 11,8’lere geldi” dese de, yüzde 1-2’nin görülmesiyle riske girilemeyeceği açık. Ayrıca bu ‘tahmini’ oran Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 9.76’ya dayanıyor. Oysa bu oy oranına ilişkin analizlere baktığımızda, “Demirtaş’ın kampanyasında kullandığı sol-sosyalist ve bir ölçüde de liberal dilin etkili olduğu; bu oranın partisinin üstünde olduğu ve milletvekili seçimlerinde HDP’ye gitmeyeceği” yorumlarını hatırlıyoruz.
Demirtaş’ın ‘artı’ oylarının çoğunun İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirler ve HDP’nin tabanının zayıf olduğu Karadeniz’den gelmesi de bu analizi doğruluyor.
"6-7 EKİM OLAYLARI OYLARI ETKİLEDİ"
Öte yandan, Kobani bahanesiyle 6-7 Ekim’de Diyarbakır’ı ateş ve kana boğan sokak olaylarını başlatma çağrısı da Demirtaş’ın sol-sosyalist ve liberal oylarını ortadan kaldırdı.
Sonuç olarak;
HDP’nin seçime parti olarak girmesi alınamayacak bir risk. Ayrıca ‘kimin kime oy vereceğini belirleyecek’ kadar seçmenine hakim bir partinin, ‘bağımsız adaylık’ yolunu üçüncü -ve belki son- kez kullanmamasını gerektirecek yeni bir durum yok ortada. Meclis dışı kalmanın çözüm sürecine zarar vereceği de ortadayken, bu tartışmanın ‘bir başka nedeni olduğu’ yorumlarına kulak vermek gerekiyor.