GÜNCEL

Erdoğan: Biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlara (zalimler) karşı sesimizi yükselttiğimiz için birileri ne diyor? 'Diktatör' diyor. Varsın desinler, biz sesimizi yükseltmeye bunlara karşı devam edeceğiz." dedi..

23 Nisan 2017 Saat: 09:52
Erdoğan: Biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Erdoğan: Biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunlara  (zalimler) karşı sesimizi yükselttiğimiz için birileri ne diyor? 'Diktatör'  diyor. Varsın desinler, biz sesimizi yükseltmeye bunlara karşı devam edeceğiz.  Çünkü bizim Peygamberimiz 'Zulme rıza zulümdür' diyor. Zulme rızanın zulüm olduğu  bir dünyada biz kalkıp da bunlara 'İyi yapıyorsunuz. Devam edin.' diyebilir  miyiz?" dedi. 

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kutlu Doğum  Programı'ndaki konuşmasının başında, yarın gece idrak edilecek Miraç Kandili'ni  tebrik ederken, kutlu doğumun herkes için manevi silkinişe ve yeniden dirilişe,  bu yıl "Hz. Peygamber ve Güven Toplumu" temasıyla düzenlenen kutlu doğum  etkinliklerinin, millet, İslam ümmeti ve tüm insanlık için kurtuluşa vesile  olmasını temenni etti.

Kur'an-ı Kerim'de Hazreti Muhammed'in "en güzel örnek" olduğunun  belirtildiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onun hayatı, sadece ümmeti için değil, kendisinden sonra gelen tüm  insanlık için de en güzel rehberdir. Resul-i Ekrem'in ahlakı, tavsiyeleri ve  sünnet-i seniyyesi, Müslümanlar için dünya ve ahiret saadetinin pusulasıdır. Enes  bin Malik, Resulullah Aleyhissalatu Vesselam için 'İnsanların en güzel  huylusuydu' dedikten sonra onu nasıl tarif ediyor. 'Allah'a yemin olsun ki  Resulullah'a 10 sene hizmet ettim. Bu süre zarfında yaptığım veya yapmadığım bir  işten dolayı beni ne azarladı ne tahkir etti ne de bir defacık bana surat astı.'  O, insanların en müşfiki, en merhametlisi, en naziği idi. Affetmeyi sever,  kimseyi incitmez, düşmanlarının dahi iyiliğini isterdi. Herkese karşı güler  yüzlü, güzel yüzlü olan Peygamberimiz, hayatta karşılaştığımız sıkıntılar  karşısında sabretmeyi, kanaatkar olmayı tavsiye ederdi. O, paylaşmayı severdi,  bir öğünlük yemeğini bile olmayana verdiği için hem kendisinin hem de ailesinin  aç sabahladığı çok geceler olurdu.

Cenk meydanlarına yiğit bir komutan, torunlarına merhametli bir dede,  eşlerine ideal bir koca olan Peygamberimiz, şahsının tabulaştırılmasına asla rıza  göstermezdi. O, bir denge misaliydi, timsaliydi. Yalnızlığa, inzivaya önem  verirdi ama aynı zamanda hastaları, dostlarını, komşularını ziyaret eder, her  fırsatta halkın arasına katılırdı. Allah'ın emirleri çiğnendiğinde kesinlikle  tepkisiz kalmaz, bilhassa zulme ve adaletsizliğe asla rıza göstermezdi. İsrafı  sevmediği için cimriliği de sevmezdi. Zengin fakir, genç yaşlı ayırt etmez,  yardıma ihtiyacı olan herkesin yardımına koşardı. Çocukları bilhassa 'dünyadaki  iki reyhanım' dediği torunlarını çok severdi. Çocukların mescitte namaz  kılınırken daha yaptıkları yaramazlıklara kızmaz, aksine onların gönüllerini  alırdı."

Erdoğan, "Güzel huy, merhamet, sabır, kanaat, paylaşma, dengeli olma,  affetme, inanç söz konusu olduğunda taviz vermeme, çocuk sevgisi... Şöyle  kendimizden başlayarak, çevremize, ülkemize, İslam dünyasına, tüm insanlığa bir  bakalım. Acaba Peygamberi Zişan Efendimizin bu tavsiyelerinden, bu  özelliklerinden ne kadarını hayatımızda uygulayabiliyoruz?" diye konuştu.

"Zalimlere karşı sesimizi yükselteceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Cumhurbaşkanlığı  Külliyesi'nde 23 Nisan dolayısıyla dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocuklara,  "Büyüklerin yol açtığı savaşların faturası, çocuklara kesilmemeli, onların  vurdumduymazlıklarının bedelini, minik bedenler ödememelidir" dediğine değinerek,  salonda bulunanlara şöyle seslendi:

"Suriye'de katledilen, önemli bir bölümü de çocuk olan 1 milyona yakın  masumun sesine kulak vermeyen bir Müslüman, kendisini Peygamber Efendimizin bu  tavsiyelerinden hangisine uymuş olarak kabul edebilir? Hepiniz ekranlarda  izlemişsinizdir, kimyasal silahlarla şehit olmuş ikizlerin babasının kucağındaki  halini. Türkiye'ye aldırdık ve Hatay'da babası, amcası ve akrabalarıyla görüştüm.  Aynı aileden 100 kişi kimyasal silahlarla ne yazık ki ölmüş, şehit olmuştu. Şimdi  o babanın halini düşünün, eşi de şehit olmuş, iki yavru da gitmiş. 'Ben onları  Allah'ımın evine gönderiyorum.' diyordu. Kendi elleriyle yavrularını orada mezara  defnediyor. Bu dünyada bu zalimler, acaba karşılığını ne kadar bulmayacak da bu  zulmü devam ettirecek. Bunlara karşı sesimizi yükselttiğimiz için birileri ne  diyor? 'Diktatör' diyor. Varsın desinler, biz sesimizi yükseltmeye bunlara karşı  devam edeceğiz. Çünkü bizim Peygamberimiz 'Zulme rıza zulümdür' diyor. Zulme  rızanın zulüm olduğu bir dünyada biz kalkıp da bunlara 'İyi yapıyorsunuz. Devam  edin.' diyebilir miyiz?"

"Bugün Somali'de açlık içinde kıvranan çocukların dramına şahit olan  ve harekete geçmeyen bir mümin kendisini nasıl Peygamberin izinden gidiyor  görebilir?" diyen Erdoğan, Hazreti Muhammed'in "Bir kötülük gördüğünüz zaman  elinizle düzeltin, gücünüz yetmezse dilinizle ihtar edin, ona da gücünüz yetmezse  kalben buğzedin" hadisini hatırlattı.

Erdoğan, Müslümanlar bu kesin emre rağmen prensipte dahi bir araya  gelemediğini dile getirerek, "Eğer biz, insanlar içerisinden çıkarılmış bir  hayırlı ümmet olduğumuza inanıyorsak, o zaman bunun gereğini yerine getirmemiz  lazım. Atmamız gereken adımları buna göre atmamız lazım, daha neyi, nasıl  seyredeceğiz? Acaba biz, bir tas çorbamızı onlarla beraber paylaşabiliyor, onlara  bunu uzatabiliyor muyuz? Bunu artık ihmale hakkımız yok, gereğini yapmamız şart."  dedi.

"Yanlışları  düzeltmeye çalışıyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Müslümanların  kendilerini Müslüman olarak kabul edenler tarafından, başka inanç grupları  tarafından da böylesine hoyratça örselenmesi karşısında İslam dünyasının  tepkisizliği ise gerçekten üzüntü vericidir. Biz gücümüzün yettiği yerde  elimizle, ona imkan bulamadığımız yerde dilimizle bütün bu gördüğümüz yanlışları  düzeltmeye çalışıyoruz ve çalışacağız." dedi. 

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kutlu Doğum  Programı'nda, "Bölgemizin her köşesinde oluk oluk Müslüman kanı akarken, daha da  kötüsü Müslümanların izzeti, haysiyeti ayaklar altın alınırken Allah'a layık bir  kul, Hazreti Peygambere layık bir kul olunabilir mi acaba?" diye sordu.

Mezhep taassubunun dinin bizatihi önüne geçirildiği bir dönemde  yaşananları kimin inkar edebileceğini de soran Erdoğan, mezhebin dinin yerine  geçirildiğini anlattı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Etnik taassubun Müslüman kimliğinin üzerine çıkartıldığı yerler  bulunduğunu nasıl görmezden geliriz? Kimse kimseyi kandırmasın. Şayet bölgemizde  ekilen fitne tohumları boy veriyorsa, bunda her şeyden önce sorumluluk bizdedir.  Müslümanlar arasında zehirli nifak sarmaşıkları kol geziyorsa bunun mesuliyeti  bize aittir. Geçmişte işgal sonrası Afganistan'da yaşanan acılar Müslüman'ın  Müslüman'a zulmü nedeniyle ortaya çıkmıştır. Şu anda aynı şekilde Afganistan yine  bu bedelleri ödemeye devam ediyor. Bugün Suriye'de yaşanan felaketin nedeni  Müslüman'ın Müslüman'a zulmüdür. Irak aynı şekilde Müslüman'ın Müslüman'a zulmü  yüzünden ülke parçalanma noktasına gelmiştir. Yemen'de yaşananlar da farklı  değildir. Libya'da, Mısır'da başka bir oyun tezgahlanıyor. Arakan'da,  Türkistan'da, Keşmir'de, Afrika'nın pek çok yerinde yaşanan görüntüler, bizimle  birlikte tüm insanlık için utanç kaynağıdır. Filistin meselesinin bu derece can  acıtıcı bir şekilde sürüp gitmesinin en önemli sebebi Müslümanların kendi  aralarındaki çekişmeler değil midir? Müslümanların kendilerini Müslüman olarak  kabul edenler tarafından, başka inanç grupları tarafından da böylesine hoyratça  örselenmesi karşısında İslam dünyasının tepkisizliği ise gerçekten üzüntü  vericidir. Biz gücümüzün yettiği yerde elimizle, ona imkan bulamadığımız yerde  dilimizle bütün bu gördüğümüz yanlışları düzeltmeye çalışıyoruz ve çalışacağız."

"İzzetlerini korumak Müslümanların görevidir"

Kalplerinden geçenleri de en iyi Allah'ın bildiğini ifade eden  Erdoğan, "Eksiğimiz olabilir ama niyetimiz de yaptıklarımız ve yapmaya  çalıştıklarımız da ortadadır." dedi.

Bu yılki kutlu doğum etkinliklerinin konusu olan "güven toplumunun"  aslında Müslümanların hakim olduğu her yerde bulunması gerektiğini dile getiren  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü Efendimizin buyurduğu gibi, Müslüman, insanların  elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Peki bugün İslam dünyasının neresini  güven toplumu olarak niteleyebiliriz? Biraz önce içinde bulunduğumuz durumu ifade  etmeye çalıştım. Unutmayın, Peygamber Efendimiz döneminde, Müslümanlar bir avuçtu  ama bulundukları her yer güven toplumuydu. Bugün sayıları milyarla ifade edilen  Müslümanların yaşadıkları yerler için gönül rahatlığıyla eğer böyle bir ifade  kullanamıyorsak bir yerde sorun var demektir. Hep birlikte İslam dünyasının  içinde bulunduğu durumun muhasebesini doğru şekilde yapmamız gerekiyor. O zaman  yanlışları düzeltme, eksikleri giderme imkanı elde edebiliriz." diye konuştu.

Erdoğan, Türkçe'de, "Yitik kaybedildiği yerde aranır" diye güzel bir  söz olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:

"İslam dünyası izzetini, güvenini, Peygamber Efendimizin rehberliğini  yaptığı yolun nerede kaybettiyse orada aramak ve bulmak zorundadır. Müslümanların  devlet yönetiminden ekonomiye kadar her alanda çok geniş müktesebatları vardır.  İlimde, teknikte, kültürde, sanatta ve diğer tüm alanlarda kimseye öykünmemizi  gerektirmeyecek bir geçmişe sahibiz. Yapmamız gereken tek şey Kur'an'a, sünnet-i  seniyyeye, ehli sünnet geleneğine sahip olduğumuz müktesebata ve bunların  ışığında birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize yeniden sarılmaktır. Dinin  sahibi Allah'tır ama izzetlerini korumak Müslümanların görevidir. Bize düşen  ahitleşmek, gönüllerimizi birbirimize adeta perçinlemektir. Görevimiz taassuplar  ve kısa vadeli çıkarlar yerine yeniden vahdetin, takvanın peşinde koşmaktır.  Hepimiz menfaatin değil merhametin, ayrışmanın değil, dayanışmanın mücadelesini  vermeliyiz. Ancak bu şekilde hareket ettiğimizde Resul-u Ekrem Efendimizin  müjdelerine mazhar olabiliriz. Ancak bu şeklide aramıza ekilen fitne ve nifak  tohumlarını kurutup gerçek anlamda bir güven toplumu olabiliriz.

Kutlu doğum gibi etkinlikler Peygamber Efendimizi anlamamız, O'nun  sünnetini hayatımıza tatbik etmemiz için çok önemli vesilelerdir. Ben bu tarz  programların tefekkür dünyamızın yenilenmesine, Efendimizin rahmet mesajlarının  toplumumuzun her kesimine ulaştırılmasına ciddi katkı sağlayacağına inanıyorum.  Bu arada Arif Nihat Asya üstadımız aklıma geldi. Merhum şairimiz naatında şöyle  ifade ediyordu; Beşiğin, yurdun, yuvan/Mekke’de bunalırsan Medine’ye göçerdin/Biz  bu dünyadan nereye göçelim ya Muhammed/Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet altın  devrini yaşıyor...  Neler duydu şu dünyada mevlidine hayran kulaklarımız/Ne adlar  ezberledi ey nebi adına alışkın dudaklarımız... Artık yolunu bilmiyor, artık  yolunu unuttu ayaklarımız/Kabene siyahlar yakışmamıştır ya Muhammed/Bugünkü kadar  vicdanlar sakat çıkmadan ya Muhammed yarına/İyilikler getir, güzellikler getir  adem oğullarına... /Konsun yine pervazlara güvercinler, 'hu hu'lara karışsın  aminler... Mübarek akşamdır/Gelin ey fatihalar, yasinler... /Şu gördüğün duvarlar  ki kimi taiftir, kimi hayberdir... /Fethedemedik ya Muhammed senelerdir..."

Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan  Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir  Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci  katıldı.

Program sonunda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Cumhurbaşkanı  Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan ile davetlilere gül takdim etti.

Erdoğan, yayın hayatına başlayan Risalet Radyo'nun ilk anonsunu da  yaptıktan sonra Hattat Hüseyin Kutlu öncülüğünde hazırlanan "40 Hadis" isimli  serginin açılışını gerçekleştirdi.

Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın twitter'daki hesabından  "İdrak etmekte olduğumuz Kutlu Doğum Haftası'nın hepimiz için manevi silkinişe ve  yeniden dirilişe vesile olmasını Mevla'dan niyaz ediyorum.", "Allah’ın salat ve  selamı, canlar canı, dertlerimizin dermanı, gönüllerimizin tabibi Hz. Muhammed  Mustafa'nın ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun.", "Allah’ın selamı, dostların en  güzeli Ashab-ı Kiram’ın, Tabin’in, Tebeüttabin’in ve tüm Hak aşıklarının üzerine  olsun." ve "Rabbim bizi, kardeşin kardeşi, ananın evladını tanımayacağı ruz-i  mahşerde, Efendimizin Livaü’l-Hamd Sancağı altında toplananlardan eylesin."  mesajları paylaşıldı.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑